ACIGÖL HAVZASI…

Acıgöl Havzası; ülkemizin güneybatısında, Akdeniz ile Ege Coğrafya Bölgeleri arasında yer almaktadır. Afyonkarahisar, Denizli il sınırları içerisinde yer alan, Başmakçı, Çardak ve Dazkırı ilçelerince çevrelenen ve Türkiye’nin 135 önemli sulak alanından birisi olan Acıgöl; Maymun, Beşparmak ve Söğüt Dağları arasında yer alan sığ bir tektonik bir göl olup, yüksek sodyum sülfat oranıyla Tuz Gölü’nden sonra Türkiye’nin en tuzlu ikinci gölüdür. Yüzey suyu akımları, kaynak suları ve Başmakçı tarafından gelen Koca Çay ile beslenir. Alan, orta anadolu bozkır ekosistemlerine ait birçok bitkinin en batı yayılış alanını oluşturması bakımından önemlidir. Göl çevresinde geniş alanlar kaplayan ve nadir bitki türleri içeren tuzcul düzlükler, hafif tuzlu bataklık, tuzlu göl aynası, Orta Anadolu tipi ova bozkırları ve tarım alanları bulunur. Göl çevresindeki insan faaliyetlerinin başında tarım, hayvancılık ve sazcılık gelir. Gölün batı ve kuzeyinde ise sodyum sülfat havuzları ile üretim yapan 3 şirket yer almaktadır.

ACIGÖL’ÜN ÖNEMİ…

Acıgöl; sahip olduğu zengin biyolojik çeşitlilik ile Türkiye’nin AKD016 Kodlu ÖDA (önemli doğa alanı) dır. Acıgöl, ülkemize endemik, iki iç su balığı türünü barındırır. Bu türlerden Aphanius Anatoliae’nın nesli dünya ölçeğinde tehlike altındadır. Cobitis phrygica ise dünyada dar bir alanda yaşayan hassas bir türdür. Özellikle Acıgöl ve çevresi tuzcul bitkiler için önemli bir alandır. Türkiye’de 61 nolu ÖBA (Önemli Bitki Alanı) statüsüne sahip olan Acıgöl bölgesinde ülkemize endemik birçok bitki türü bulunmakta olup özellikle Saponaria halophila bu türlerin arasında yer alan ve nesli küresel ölçekte tehlike altında olan bir türdür. Bunun yanı sıra Acıgöl birçok kuş türü için üreme, göç ve kış dönemlerinde önemli bir sulak alandır. Bu sebeple Türkiye’nin 25 nolu ÖKA (önemli kuş alanı) statüsüne sahiptir. Bu kuş türlerinin başında dünya ölçeğinde nesli tehlike altında olan toy kuşları (Otis tarda) gelmektedir. Alan flamingo (Phoneicopterus roseus) içinde önemli bir üreme ve göç alanıdır. Angıt (Tadorna ferruginea), Akça Cılıbıt (Charadrius alexandrinus), Mahmuzlu kız kuşu (Vanellus spinosus), Gülen sumru (Sterna nilotica), Kılıç gaga (Recurvirosta avosetta), İnce gagalı martı (Larus genei), Turna (Grus grus) da alandaki diğer önemli kuş türleridir.

ACIGÖL’DE YAŞAYAN KUŞ TÜRLERİ…

Türkiye, barındırdığı kuş türleri açısından zengin bir ülkedir. Ülkemizde kaydedilmiş türlerin sayısı, yakın zamanda soyu tükenmişler de dahil, 18 takım ve 69 familyaya mensup yaklaşık 465 türden oluşmaktadır. Bu türlerin %80 kadarı yılın herhangi bir döneminde düzenli olarak görülmektedir. Kalan türler ise düzensiz ya da şimdiye kadar tek tük görülmüş olmalarından dolayı rastlantısal türler olarak anılırlar. Acıgöl’de yapılan son kuş gözlem çalışması, gölde yaşayan 176 tür kuşun varlığını bildirmektedir. Acıgöl havzasının kuşlar açısından pek çok farklı karakterde habitatı bünyesinde barındırması kuş çeşitliliğini artırmaktadır. Yırtıcı kuşlar (Yılan Kartalı, Atmaca, Kızıl Şahin, Delice vb) için etrafında yer alan söğüt ve Maymun dağlarının kayalıkları önemli yaşam alanları iken gölü çevreleyen bozkırlar ve seyrek ağaçlıklı alanlar özellikle ötücülere (Ötleğenler, Çıvgınlar, Çalıkuşları, Baştankaralar vb) ev sahipliği yapmaktadır. Gölün güney kıyısındaki irili ufaklı birçok kaynak, gölün bu kısmındaki omurgasızları, balıkları ve sürüngen türlerini barındırırken, bu canlılarla beslenen kuşlara da (Yağmurcunlar, Sumrular, Kılıçgagagiller, vb.) hayat sunmaktadır. Gölün aşırı sodalı ve tuzlu olan iç kesimleri ise bu tarz suları seven Flamingo (Phoenicopterus ruber) ve Suna (Tadorna tadorna) gibi türleri barındırır.

PEMBE GEZGİN FLAMİNGOLAR…

Flamingolar (Phoenicopteriformes) takımının, flamingogiller (Phoenicopteridae) familyasından Phoenicopterus cinsini oluşturan 5 kuş türünün ortak adıdır. Bu türler; A.Büyük famingo (Phoenicopterus ruber); Dünyada en yaygın olarak bulunan flamingo türüdür. Büyük flamingolar aynı zamanda iki alt türe ayrılırlar bunlar:

A.Karayip flamingosu (Phoenicopterus ruber ruber) Küba, Bahamalar, Galapagos adalarında, Güney Amerika kıyılarının kuzey kesimlerinde, Yucatan, Turks and Caicos b.Greater Flamingo (Phoenicopterus ruber roseus)’tur, Yoğun olarak Kuzeybatı Hindistan, Orta Doğu, Batı Akdeniz ve Afrika’da yaşarlar. Sınırlı sayıda olsa da Kuzey Avrupa üzerinde ve Sibirya’nın doğusunda da bulunurlar.

B.Şili flamingosu (Phoenicopterus chilensis) Güney Amerikanın her iki kıyısı (özellikle kışın), Arjantin, Uruguay,Paraguay, Peru, Bolivya ve Güney Brezilya’da bulunurlar.

C. Küçük flamingo (Phoeniconaias minor) Afrika türleridir. Doğu, güney batı ve batı Afrika’da yaşarlar. Bu tür 1,5-2,5 milyon birey sayısı ile dünyada en yoğun populasyona sahip flamingo türüdür.

D. James flamingosu (Phoenicoparrus andinus) Güney Peru, Şili’nin kuzeydoğusu, batı Bolivya, ve kuzeybatı Arjantin de bulunurlar.

E. And flamingosu (Phoenicoparrus andinus) dur. Güney Peru, kuzey-orta Şili, batı Bolivya ve kuzeybatı Arjantin de bulunurlar. Türkiye’de yaşayan Flamingolar Büyük flamingo (Phoenicopterus ruber) türündendir. Acıgöl dışında; İzmir kuş cenneti (Gediz deltası), Tuz gölü, Adana Akyatan lagünü, Güllük, Bakırçay deltası, Büyük Menderes Deltası, Beymelek lagünü, Yarışlı gölü, Karataş gölü, Burdur gölü, Göksu deltası, Seyhan deltası Ceyhan deltası, Gökçeada kuzey kıyıları ve Gökçeada dalyanı’nda da gözlenirler. Flamingo, Anadolu’da allı turna olarak da bilinir.

 

 

FLAMİNGOLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ…

Flamingolar; tipik içe doğru kıvrık, ucu siyah gagaları, iri, beyazlı-pembeli mekik şeklindeki gövdeleri, S şeklinde kıvrımlı, 19 omura sahip uzun boyunları ve uzun ince bacakları ile kendilerine has bir görüntüleri vardır. Ayakları perdelidir. Yetişkin flamingoların boyları 110-130 cm, ağırlıkları ise 3,5 kg civarındadır. Bacakları ise gövdelerinden uzun olup türe göre değişmekle birlikte 80-125 cm’dir. Büyük flamingolarda açık kanat uzunlukları ise 140-165 cm dir. Flamingolar iyi işitirler ve sesler onlar için önemlidir. Koloninin bir arada toplanmasında, ebeveyn-yavru ilişkisinde ses önemli bir rol oynar. Görme ise yine koloni halinde yaşayan flamingoların birlikte hareket etmeleri açısından önemlidir. Gece görüşleri zayıf olsa da insanlara göre daha iyi görürler ve birçok kuş türüne göre renk algıları iyidir. Dokunma duyuları sadece dilleri iledir. Onu da beslenirken kullanırlar. Koku alma duyuları çok az ya da hiç gelişmemiştir. Tat alma duyusu ise zayıftır.

FLAMİNGOLAR NEDEN PEMBE RENKLİDİRLER?

Her iki cinsiyetteki flamingolar, aynı renklere sahip olup, türlere göre soluk pembeden kırmızıya kadar değişen bir tüy renkliliği vardır. Flamingolardaki kırmızımsı pembe rengin ana kaynağı besinlerindeki karotenoidlerdir. Flamingoların renklerinin oluşmasında ve korunmasında yedikleri karotenoidce zengin tuzlu su karidesi ve mavi-yeşil algler (alfa ve beta karoten) ismini alan su yosunlarının içerdiği kantaksantin pigmenti etkili olur. Alınan bu karotenoid maddeler karaciğer enzimleri tarafından yıkımlanarak pembe ve turuncu depo pigmentlerine dönüştürülür ve bu pigmentler tüylerde, gagada ve bacaklarda birikirler. Kuluçkadan yeni çıkan civcivler gri veya beyazdırlar. Gençler ise grimsi renklere sahip olup, tam olarak yetişkin rengi almaları 2 yıllarını alır.

NASIL YAŞARLAR?

Flamingolar, durgun, tuzlu ve sodalı durgun sulara sahip göl, tuz gölü ya da lagünlerde koloniler halinde yaşarlar. Diğer hayvan türlerinin az bulunduğu, sıra dışı doğa koşullarının bulunduğu yerlere gelirler. Oldukça sosyal kuşlardır. Nadiren birkaç bireyden oluşan koloniler olduğu gibi birey sayısı on binlerden-1 milyona kadar değişebilen koloniler yaygındır. Sahip oldukları perdeli ayakların yassı ve geniş bir yapıda olması flamingoların yumuşak çamur üzerinde bile batmadan kolaylıkla yürüyebilmelerini sağlar. Geniş, perdeli ayakları sayesinde, dengesini bozmadan saatlerce tek ayaküstünde dikilerek dinlenirler. Bu hareketleri ile vücut ısı kaybını da azaltmış olurlar.

NASIL BESLENİRLER?

Flamingoların temel diyetinde mavi-yeşil ve kırmızı algler, diatom, küçük böceklerin larva ve yetişkin formları,kabuklular, yumuşakçalar ve küçük balıklar bulunur. Flamingolar suyu filtreleyerek beslenen kuşlardır. Flamingoların kıvrık gagaları, su içerisindeki kabukluları ve algleri süzerek beslenmeye uygundur. Başlarını suya daldırıp, İleri-geri hareketli pistonlu dilleriyle suyu emerler, gagalarında sıra sıra bulunan ince keratin lameller sayesinde suyu filtreleyerek, besin maddelerinin gagada kalmasını ve suyun süzülmesini sağlarlar. Gaganın üst parçası küçük ve düz olup, geniş alt parçanın üzerine bir kapak gibi oturur. Gaga kapatıldığında, birbiri üzerine oturan ve her tarafta eşit aralık bulunan bir filtre özelliği gösterir.Flamingolar bu gaga yapısı ile yiyeceklerini balina ve istiridyeler gibi süzgeçten geçirirler. Beslenme zamanlarında genç bireyler gölün sığ yerlerini tercih ederken, ergin bireyler gölün orta kısımlarında bulunan sığ ve insanların ulaşamayacağı yerleri tercih ederler. Gölün kuruduğu zamanlarda ise genç ve ergin bireyler bir arada bulunurlar.

FLAMİNGOLARDA ÜREME…

Flamingo kolonileri yılın farklı zamanlarında üreyebilirler. Flamingolar, yumurtadan çıktıktan birkaç yıl sonra seksüel olgunluğa ulaşırlar ancak yumurtlamaya 6 yaşında başlarlar. Üreme ve yuva yapma yağışlara ve besin kaynaklarına bağlıdır. Flamingolarda üreme zamanı, öncesi ve sonrası toplu olarak senkronize edilmiş törensel hareketler gözlenir. Kur gösterilerinde dişiler ve erkekler hep beraber adım atar, başlarını sallar, gagayla sahte kaşınma ve kanat çırpma hareketleri yaparlar. Flamingolarda eşler arasında bağlar güçlü ve genelde tek eşlidirler ancak birden fazla partnerla çiftleştikleri de gözlenmiştir. Koloni halinde kuluçkaya yatarlar. Yumurtalarını balçık, çamur, küçük taşlar, saman ve tüylerden yapılmış 30 cm yüksekliğinde kesik koni şeklindeki yuvalara bırakırlar. Yuva yapımı yumurtlamadan 6 hafta once başlar ve dişi ile erkek yuvayı birlikte yaparlar. Yumurtaları büyüktür ve kireç beyazı rengindedir. Dişi flamingoların iki yumurta yaptıkları bilinse de bu durum nadirdir. Kuluçka süreleri 27-31 gündür. Ebeveynle¬rin ikisi de dönüşümlü olarak kuluç- kaya yatar ve yavru bakımı da her iki ebeveynin de sorumluluğundadır. Çıkım 24-36 saat surer. Yavru flamingolar kuluçkadan çıktıktan sonra çok büyük topluluklar halinde yaşarlar. Yavru bir flamingo, sadece onu görünüşü ve bağırışından tanıyan ebeveynleri tarafından beslenir. Her iki ebeveyn de boğazlarında çok besleyici olan parlak kırmızı bir tür “süt” üreterek, yavrularını ilk iki ay bu sütle beslerler. Flamingo sütünün kırmızı rengi kantaksantin pigmentinden kaynaklanmakta olup, civcivlerin karaciğerinde biriken bu pigment, büyüdüklerinde tüylerde depolanır. Yavrular 4-7 günde güçlenerek yuvadan ayrılırlar. Erken dönemde yuvadan düşen yavrular ise sıcak bitkinliğinden hızlı bir şekilde ölürler. 1993 yılında yapılan sayımlarda araştırmacılar Acıgöl’de 150 adet amingo yuvasına rastlamışlar ve bu alan Türkiye’de bulunan 5. Üreme alanı olarak belirlenmiştir. Ancak 2006 senesinde yapılan bir çalışmada gölde herhangi bir yuva izine rastlanmamakla birlikte, göl üzerinde birçok genç flamingonun varlığı Acıgöl’ün hala üreme alanı olarak kullanıldığını düşündürmektedir.

FLAMİNGOLAR GÖÇ EDERLER Mİ?

Flamingolar genellikle göç etmeyen kuşlardır. Ancak üreme alanlarındaki, iklim ve su seviyesindeki değişikliklere bağlı olarak koloniler, her zaman kalıcı değillerdir. Yüksek irtifalı göllerde üreyen flamingolar, kışın don tehlikesi olduğunda sıcak alanlara taşınırlar. Birçok flamingo üremek için kendi ana kolonisine dönerken, bazıları komşu kolonilere de katılabilir. Flamingolar genellikle gece göç ederler. Bulutsuz bir gökyüzü ve kuyruk rüzgârı ile uçmayı tercih ederler. Bir gecede 50 ile 60 kilometre yaklaşık 600 km yolculuk yapabilirler ve olası Kartal saldırılarından korunabilmek için de oldukça yüksek irtifada uçarlar. SON SÖZ… Her ne kadar son yıllarda tüm Türkiye genelinde olduğu gibi Acıgöl’de de su rejimine yapılan müdahaleler, kaçak avcılık, tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımı, kırsal insan faaliyetleri gibi sebeplerle kuş türlerinin varlığı tehlike altına girmiş olsa da, birgün Acıgöl’e yolunuz düşerse, tüm yıl boyunca (kış aylarında sayıları azalmakla birlikte) göl üzerinde muhteşem görünümleri ile flamingolara ve farklı kuş türlerine rastlamanız mümkündür. Acıgöl; henüz herhangi bir koruma statüsüne sahip olmayan ve zengin biyoçeşitliliği tehlike altında olan önemli sulak alanlarımızdan biridir. Acıgöl için maalesef tehlike çanları çoktan çalmaya başlamış olup, ilgililere duyurulur.

 

KAYNAK:

-Bahadır, M. (2011) Uzaktan algılama ve coğra bilgi sistemleri ile Acıgöl havzasının sürdürülebilir kullanım ve yönetimi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Coğrafya AD, Doktora Tezi

-Eken, G., Bozdoğan, M., İsfendiyaroğlu, S., Kılıç, D.T., Lise, Y. (editörler) 2006, Türkiyenin Önemli Doğa Alanları, Doğa Derneği.

-Kahraman, D. (2007) Acıgöl’deki kuş türlerinin tespiti, sayılarının belirlenmesi ve korunması, Pamukkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Denizli.

-Bilgin, C., Can Keşaplı Ö., Didrickson Keşaplı, Ö., ,Erdem, O., Erdemli Kulu, H., Gürpınar, T., Özbek, H. (2007) Doğa Korumacının El Kitabı, Kuş Araştırmaları Derneği, Ankara.

-Anonim (2005) Flamingos, A seaworld education department publication, http://www.seaworld.org/animal-info/infobooks/-flamingo/pdf/ib-flamingo.pdf, Erişim tarihi: 08.09.2013.

-Goldstein, N (2009) Animal Behaviour: Animal Hunting and Feeding, pp.21, ISBN 978-1-60413-143-7 (hardcover), Infobase Publishing, New York.

-Willmer, P., Stone, G., Johnston, I. (2005) Environmental Physiology of Animals, pp.532, second edition, Blackwell publishing, ISBN 1-4051-0724-3 (hardback : alk. paper), UK.

-Denbow, D. M.. 2000. Gastrointestinal anatomy and physiology. – In: Whittow, G. C. (ed.), Sturkie’s avian physiology. Academic Press, pp. 299–325.

 

21 Ağustos 2017, Pazartesi 6512 kez görüntülendi